İçeriğe geç

WhatsApp’ta Son görülme bilgisi aynı ne demek ?

Öğrenmenin Sessiz İzleri: WhatsApp’ta “Son Görülme Bilgisi Aynı” Ne Demek?

Bir eğitimci için öğrenme, yalnızca sınıflarda değil, hayatın her anında sürer. İnsan, gözlemleyerek, sorgulayarak, deneyimleyerek öğrenir. WhatsApp’ta “Son görülme bilgisi aynı” ifadesi ilk bakışta teknik bir durum gibi görünse de, aslında dijital çağın öğrenme, iletişim ve farkındalık biçimlerini anlamak için zengin bir pedagojik metafor sunar.

Tıpkı bir öğrencinin öğrenme sürecinde gösterdiği gelişimin izlenmesi gibi, WhatsApp’ta “son görülme” bilgisi de dijital etkileşimimizin görünür yüzünü temsil eder. Ancak bu bilginin “aynı kalması”, bazen öğrenmenin, bazen iletişimin durduğu bir anı simgeler. Bu yazıda, bu basit görünen dijital ifadenin ardındaki pedagojik anlamları, öğrenme teorileri ve toplumsal davranış biçimleriyle birlikte ele alacağız.

Dijital Gözlemler ve Öğrenme Farkındalığı

Bir öğrencinin öğrenme sürecinde gözlem yapmak, süreci anlamlandırmanın ilk adımıdır. Aynı şekilde, WhatsApp’ta “son görülme” bilgisine bakmak da dijital bir gözlem biçimidir. Bir kişi “son görülme bilgisi aynı” olarak göründüğünde, bu genellikle kullanıcının uygulamaya girmediği veya gizlilik ayarlarını değiştirdiği anlamına gelir.

Pedagojik açıdan bu durum, öğrenme sürecinde duraklama anlarına benzer. Bazen öğrenci aktif değildir, bazen de fark edilmeden içsel bir öğrenme sürecindedir. Görünürde bir değişiklik yoktur, ama zihinsel olarak bir dönüşüm yaşanıyor olabilir.

Bu noktada şu soruyu sormak gerekir: “Görünür öğrenme ile görünmeyen öğrenme arasındaki farkı ayırt edebiliyor muyuz?”

Davranışçı Yaklaşımla Dijital Etkileşim

Davranışçı öğrenme teorisine göre, öğrenme gözlenebilir davranışlarla ölçülür. Örneğin, bir öğrenci derse katılır, soru sorar, etkinlik yaparsa öğreniyor kabul edilir.

Benzer biçimde, dijital dünyada da “çevrim içi olmak”, “yazıyor…” veya “görüldü” gibi göstergeler etkileşimin kanıtı olarak algılanır. Ancak “son görülme bilgisi aynı” kaldığında, bu davranışsal sinyaller kaybolur.

Bu durum, öğrenme süreçlerinde dışsal göstergelerin eksikliğini temsil eder. Öğrenci sessizdir ama düşünüyordur; kullanıcı çevrim dışıdır ama belki de bilinçli bir dijital moladadır.

Bilişsel Öğrenme ve Görünmeyen Süreçler

Bilişsel öğrenme yaklaşımı, insan zihninin iç süreçlerine odaklanır. Gözlemlenemeyen ama hissedilen öğrenmelerin varlığına inanır. “Son görülme bilgisi aynı” da benzer biçimde, yüzeyde bir değişiklik görünmese de, arka planda bir bilişsel sürecin devam ettiğini ima eder.

Belki kişi çevrim içi değildir ama düşüncelerinde, duygularında, iletişim tarzında bir dönüşüm yaşıyordur. Bu pedagojik olarak, “sessiz öğrenme” dönemlerine benzer. Eğitimde bu dönemler genellikle derin öğrenmenin başladığı anlardır.

Şu soruyla devam edelim: “Bir öğrencinin sessizliği, öğrenmediği anlamına mı gelir; yoksa daha derin bir öğrenmeye mi işaret eder?”

Sosyal Öğrenme: Etkileşimin Gücü

Albert Bandura’nın Sosyal Öğrenme Teorisi’ne göre, insanlar birbirlerinden gözlem yoluyla öğrenir. Dijital çağda bu, mesajlaşma uygulamaları üzerinden de gerçekleşir. “Son görülme bilgisi aynı” ifadesi, bu sosyal etkileşimin geçici olarak durduğunu gösterebilir.

Bu durum, öğrenme süreçlerinde grup dinamiklerinin bozulmasına benzer. Bir öğrenci sınıf ortamından geçici olarak uzaklaştığında, sosyal öğrenme süreci zayıflar. Aynı şekilde, bir kişi dijital etkileşimden çekildiğinde, iletişimsel öğrenme halkası eksik kalır.

Bu noktada pedagojik soru açıktır: “Bir öğrenme topluluğunda sessiz kalan birey, dışarıda mı kalır yoksa gözlemci olarak yeni bir rol mü üstlenir?”

Toplumsal İletişim ve Dijital Farkındalık

Toplumlar da tıpkı bireyler gibi öğrenir. Dijital davranışlarımız, kültürel normların bir yansımasıdır. “Son görülme bilgisi aynı” ifadesi, bireylerin dijital mahremiyet bilincinin arttığını, kişisel sınırlarını koruma eğiliminde olduklarını gösterir.

Bu, toplumsal öğrenme açısından olumlu bir gelişmedir. Çünkü öğrenmenin temelinde öz farkındalık vardır. Kişi, kendi dijital davranışlarını düzenleyebildiği ölçüde, toplumsal dijital okuryazarlık da gelişir.

Ayrıca bu durum, teknolojik sistemlerin hatalarını veya gecikmelerini de kapsayabilir. Ancak pedagojik açıdan asıl mesele teknik değil, bu hatayı nasıl anlamlandırdığımızdır. Her “yanlış bilgi”, birey için yeni bir öğrenme fırsatıdır.

Sonuç: Görünmeyenin Öğretisi

WhatsApp’ta “Son görülme bilgisi aynı” yalnızca bir dijital durum göstergesi değildir; bireyin teknolojiyle, zamanla ve kendisiyle kurduğu öğrenme ilişkisinin küçük bir yansımasıdır. Görünürde bir değişim olmasa da, içsel süreçlerde bir farkındalık, bir yeniden yapılanma olabilir.

Tıpkı eğitimde olduğu gibi, dijital iletişimde de en derin öğrenmeler, çoğu zaman en sessiz anlarda gerçekleşir.

Şimdi kendinize şu soruyu sorun: “Ben dijital sessizliklerimi bir kopuş olarak mı görüyorum, yoksa bir öğrenme molası olarak mı?”

Bu sorunun yanıtı, hem dijital farkındalığınızı hem de öğrenme biçiminizi yeniden tanımlayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betexper güncelilbet giriş yapbetexpersplash